3 Haziran 2012 Pazar

Kıyı Köşe Lezzet Durakları 006: Çınaraltı Köy Kasabı

Merhaba sevgilim evde kendimiz tutkunları. Uzun zaman sonra yeniden karşınızdayım. Askerliği bitirdim işte, şeref madalyalarıyla falan. Dedim artık okuyucularımızı üzmeyelim, blogun kontrolünü ele aldım. Eskisinden bile freni boşalmışçasına yardırılacak burada.

 Bu yüzden evdekendimizkoliklerin en sevdiği dizilerimden biri olan lezzet durağıyla dönelim dedim. İşte karşınızda Çınaraltı Köy Kasabı!


"Ulan kasaptan lezzet durağı mı olur?" dediğinizi duyar gibiyim. Size ulan gibi kelimeleri yakıştıramadım. Birazdan açıklanacak hepsi. Çınaraltı Köy Kasabı İstanbul'ın, şehrin hay huyundan uzak ama şehrin kendisine de uzak köylerinden Bozhane'de. Bu Bozhane nerede? Valla ben de tam olarak bilemiyorum. Polonezköy, Riva taraflarında bir yerde. 

Nasıl ulaşılır?

Taşdelen'den Ali Bahadır köyüne gitmek üzere yola çıkılır. Fakat Şile yolundan gidilmez, kestirme falan diye Reşadiye'den doğru gidilir. Sonra kaybolunur. Bu sırada köy yollarından birinde bir çukura girip arabanın karteri delinir, tüm yağ boşaltılır. Çekici çağırdıktan sonra bir şeyler yemek için en yakın köye gidilir. İşte o köy Bozhane! Biz tam olarak böyle bulduk burayı. Bir amca da bizi buraya gönderdi. Bir baktık bildiğin kasap. Abi yanına bir ızgara atmış. Reyondan verdiği et ve köfteleri hemen cızbız yapıp ekmek arası ya da porsiyon ikram ediyor.


Menü çok geniş. Bildiğin büyükbaş hayvan işte, baya geniş. Budundan gerdanına her yeri var. Bunun yanında tavuk da var. Ben köfteyi tercih ettim. Gayet güzel yapmış. Ambiyans yok. Gerçekten çok büyük bir çınar var. Resmin sol altında kökü görülen büyük bir ağaç. Onun dibinde duvara oturup yiyorsunuz yemeği. İsteyen karşıda kahve var. onun içerde veya dışardaki masalarına da oturabilir,
hizmet sınırsız.

Kasap abinin kompleksi de yok. Köyün marketinden (gerçekten market, kocaman) içecek alıyorsunuz, onu ısınmasın diye kendi dolabına atıyor.

Sonra bir et, bir köfte geliyor dostlar. Fiyatlar ise işin en acı tarafı. 2 yarım ekmek, 1 çeyrek ekmek arası et, 1 de yarım ekmek arası köfte 20 lira. Et de et hani. Ben buraya yerleşirim dedim, o derece. Ben yine gurme kimliğimle "kuyruk yağıula mı yapıyorsunuz?" falan diyecek oldum, sonra vazgeçtim. Gayet hayvan kimliğimle yedim yemeğimi. Ustam Vedat Milör gelse yorum yapamaz.

Sonra marketten dondurma falan alıp çekiciyi bekliyorsunuz. yaklaşık 2 saat geçmişken çekici geliyor. Yolculuğun geri dönüşü de en güzel kısım. Çekicinin üstündeki arabaya oturup kamyon kasasında gibi yolculuk ediyorsunuz. 

İşte böyle sayın evde kendimiz fanatikleri. Mekanı tavsiye ediyorum ama bir daha bul desen bulamam. Macerası falan içinde paket tur olarak geliyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyor, yeni dönemimizi takip etmenizi temenni ediyorum. Bir de eşe dosta falan haber verirsek... Yorum falan yazın, gaza getirin bizi...

2 yorum:

  1. öncelikle geçmiş olsun depik başkan. sonralıkla yazılara bomba gibi dönmüşsünüz diyerek benim bloga da beklerim :)

    YanıtlaSil
  2. aaa, manda boku kokusundan bahsedilmemiş... desteklemiyorum... o koku ki insanın üstüne siner, o koku ki "boyundan aşağı" duş aldırır...

    YanıtlaSil