13 Eylül 2009 Pazar

I love nylon

Geçenlerde ofiste internet bağlantısı ve server ile ilgili problemler yaşadık. birçok şey deneyip çözüm bulamayınca direkt olarak modeme bok attık tabiki, bu topraklarda yaşayan her insan gibi. bu angarya iş de her zaman olduğu gibi bana kaldı. gittim araştırdım, sordum, sörç ettim ve paraya kıyıp (şirketin parası tabi) en iyi markalardan birini aldım. üşenmedim gittim cumartesi günü kurdum, canavar çalışıyo.

herşey buraya kadar normal. pazartesi öğleden sonra işe geldim ve maillerime bakıyordum. maillerden biri, bize dışardan bilgi işlem desteği veren arkadaşımızdan gelmiş. (ben yokken sabah ofise uğradıktan sonra atmış). mail şöyle, "yeni modem çok iyi çalışıyo, tasarımı da çok güzel, ama jelatini neden sökmedin, çok ısınıyo". JELATİNİ NEDEN SÖKMEDİN... bu cümleyi görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü resmen. ısınma falan bahane aslında, adam resmen bana "naylon manyağı" demek istedi. "sen evde kumandayı da naylonda tutuyosundur" demek istedi.
naylonlu kumanda fotosu bulamadım, bende eski modellerden birini koydum.
herhalde naylonla en çok kaplanan modellerden biridir.


o telaşla hızla jelatini söktüm tabi.
e millet olarak o zamanlar gördüğümüz en teknolojik alet buydu ve bu aleti koruma içgüdüsüyle, yine o yıllarda tanıştığımız bu farklı ambalaj malzemesi (hem şeffaf içi de görünüyo, su da geçirmiyo neden olmasın) ile gaplayıverdi.
Türk mühendisinden müthiş tasarım. kumandayı naylonla kaplamayı engelleyen sürgülü alt kapak. "naylonla kaplarsam bu kapağı nası aççam olum" tasarımı. yerli bir markanın tasarladığı bu kumanda sayesinde bir dönem kapandı.

aslında koruma içgüdüsü(böyle bi içgüdü var mıdır acaba, ben uydurdum) falan değil bu, naylonla kaplama aslında bu milletin genlerinde yazılı.

kumandadan sonra neleri naylon denen veya benzeri polimer malzemelerle kaplamadık ki. alınan yeni arabanın koltukları üzerinde bulunan naylon sökülmeden yıllarca binildi, gtümüzle eritene kadar. yeni alınan koltuk takımları da yine naylonla kaplandı, daha ne diyim. örnek çok.
tamam bu milletin böyle garip şeyler yapmasına alışkınız da, "Boyz n the Hood(1991)" filmindeki Mrs. Brenda niye koltuğu naylonla kaplar. bkz. dakika 52-52 falan. 90'lı yıllardaki kezban teyze olsan tamam, anlarım da, sen yapma bunu Mrs. Brenda, bu bize has bi özellik.

neyse bu kadar yeter şimdilik...

aklıma geldi: "cashback" filmini izledim dün. "bu film kızla izlenir hacı..." kategorisine girecek bir film. romantizm var, hafif eğlence de var, çok az komiklik falan, biraz erotizm. bazı blog yazarları gibi koca bi sayfa yazı yazcak, ya da "izlediğim en iyi 5 film arasına girer" diyecek değilim. bildiğin "bu film kızla izlenir hacı..." filmi.

2 yorum:

  1. naylonla kaplamadığımız bi şey var. onun yüzünden nüfüs hayvan gibi artıyo her sene.

    YanıtlaSil
  2. bu arada benim telefonu bile kapladım la ben

    YanıtlaSil