Adam sırf "Eşeğe ters binmişsin" desinler diye eşeğe ters binip köyün meydanına gidiyor. Eminim etrafına bakınıyordur o sırada, birisi gelsin de lafı söylesin diye. Zaten eminim kimse de sallamıyordur bu adamı. Yirmi kişi görüp geçer, yirmibirincisi sorar kesin soruyu. O da köyde pek sevilmeyen bir adamdır kesin.
Tüm hikayelerine bakın. Hepsinde bir yapmacıklık, bir içten pazarlık, bir kurmacalık almış gidiyor. Benim şimdi anlatacağım ise hocanın göle maya çalması. Neymiş efendim? Hoca göle maya çalıyormuş. Ordan geçen adamın biri, ki kesin aynı gerizekalı bu, demiş ki "Hoca neettin? hiç göl maya tutar mı?". Hoca bu, durur mu? Yapıştırmış cevabı "Ya tutarsa?".Hahahaahaha. Çok komik değil mi? Biz şimdi Hoca'yı takdir edeceğiz. Hadi ordan! Ya tutarsaymış. Ulan tutarsa koskoca göl yoğurt olacak be! Sıcakta iki güne kalmaz önce ekşiyecek, sonra leş gibi kokacak. Hadi seferberlik ilan edip bozulmadan tükettin diyelim koca yoğurdu. Göl gitti o ne olacak? Millet su bulamıyor, adam koca gölü yoğurt yapacak. İçinde onca canlı ölecek. Koskoca bir ekosistem ortadan kaybolacak. Gölün suyunu içen bir sürü hayvan susuzluk çekecek. Bu böyle gider. Biz hala "Hahaha. lan ne koymuş lafı"diyelim.
Bu sadece bir örnekti. Bunun gibi her hikayesi mantık hatası dolu. Kendisine itibar etmeyelim efendim. Çocuklarımıza anlatmayalım. Sonra herkes sırf lafı koymak için saçma sapan işler içine girecek. Komşunun malını alıp geri vermeyecek, daldan düşecek, arabayı ters sürmeye çalışacak falan filan.








