30 Nisan 2009 Perşembe

Kıyı Köşe Lezzet Durakları 003: Umut Köfte Salonu - Şarköy Şubesi

Geçen haftasonu bir arkadaşımızın evlilik seramonisi vesilesiyle ufak bir Gelibolu ve Çanakkale turu yaptık akademiden arkadaşlarla. Babalarımızdan yıllar yılı gördüğümüz üzere sabahın kör vaktinde yola çıkalım dediysek de ancak saat 9:30 10:00 arası bir saatte İstanbul'dan ayrılabildik. Malum yola erken çıkacak ve yol üstü "salaş" (bu nokta önemli) bir mekanda kahvaltı edecektik. Tabi saat geç olunca beklenti de giderek arttı. Derken seçimler, spor, din ve hamaset muhabbetleri eşliğinde bir bakmışız Tekirdağ'a, ardından da Şarköy'e gelmişiz. Tabi haliyle herkes de isyan bayrağını çekti. Ben oturacağımız mekanın "Salaş" olması konusunda diretirken, bazı fevri arkadaşlar "...im salaşını, yetti artık oturalım bi lokantaya" gibisinden nidalar atmaya başladılar. Neyse sözün özüne gelirsek, Şarköy - Gelibolu yolunun bilmemkaçıncı kilometresinde Umut Köfte Salonu imdadımıza yetişti.

"Mekanın "Ulusalcı" tavrı bazı arkadaşlarımızı rahatsız etmedi değil"

Umut Köfte Salonu salaş olma konusunda benim beklentilerimi tam olarak karşılamasa da ev yapımı sucuklarının olması bir nebze umutlandırmadı desem yalan olur. Öncelikle salonu şöyle bir süzdükten sonra dışarıda 3 yöre amcasının da oturduğu açık mekanda oturmaya karar verdik. 3 amcanın yanı sıra bir de mekanda fink atan kedimsi yaratığın da olduğunu vurgulamak isterim... Oturduğumda göz göze geldiğim sucuklardan da tatmam gerektiğini o anda anladım. Bir porsiyon köftenin 4 Ytl olduğu mekanda sucuk da aynı fiyattan satılmakta. Ancak servis konusunda biraz yavaş oldukları da yadsınamaz bir gerçek. Servisin yavaş olduğunu "Yadsınamaz bir gerçek" olarak vurgulamam çok saçma oldu sanırım. Ama çok geç geldi köfteler cidden. Yoksa bu kadar üzerinde durmazdım. Yani köfte sonuçda.

Neyse malum lezzet konusunda bu "salaş" Trakya durağımız beni pek tatmin etmedi. Köftenin yapımında köfte harcı kullanılması bir yana sucukların fazla tuzlu olması beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattı. Sonuç olarak ayranlar ve ayran kapaklarından aldığımız performansın paha biçilmez olması bir nebze bizi memnun etti doğrusu...
"Salaş bir mekan olması domateslerin kafam gibi doğranması gerektiği anlamına gelmiyor. Biraz özen lütfen."

Tabii ki Çanakkale turumuzun devamında başımıza neler geldi, bunları da ilerki yazılarda sizlerle paylaşacağım.

"Keşke" lerle yaşamamak üzere...

1 yorum:

  1. yerler mozaik miydi?
    içerde sinek var mıydı?
    eski cam coca cola var mıydı?
    peçete yerine pembe kağıt var mıydı?

    bunlar olmadan bir mekana salaş denmez!

    YanıtlaSil