2 Eylül 2010 Perşembe

Askerlik Anısı Anlatan Adam

Misal bir zombi, zombi olmadan evvel huzur içinde yatan bir ölüdür de o meşum lanet başına geldiğinde, yani zombilik virüsünü kaptığında mezarından çıkıp taze insan beyni yemeye başlar, artık geri dönüşü olmaz bir yola girmiştir...

Ya da dostlar, bir vampiri düşünün. Nasıl ki vampir olmadan önce normal senin benim gibi bir insandır da, o ısırığı aldıktan, lanetli kan damarlarına aktıktan sonra artık gün yüzü görmez bir vampir olup; kan içmeden nasıl duramazsa; askerliğini yapan insan da askerlik anısı anlatmadan duramaz.

İstediği kadar film festivaline gitmiş, bienale katılmış olsun; isterse şiir kitabı yazmış olsun. O kutsal vazifeyi bitirdikten, vatan borcunu ödedikten sonra askerlik anısı virüsü damarlarına zerk olmuştur. Artık devreleriyle bir araya geldiğinde "ama topçu zamanı başkaydı aga" ile başlayan anıları harlayacak, bir sohbet masasında otururken "bizim bir başçavuş vardı.." demenin yollarını arayacaktır. Artık o bir 'askerlik anısı anlatan adam'dır.

Onu suçlamayın, hor görmeyin. Vampirin insan kanına duyduğu özlem gibi, zombinin taze beyne duyduğu hasret gibi askerlik anısı anlatan adam da askerlik anısı anlatmaya ihtiyaç duyar. Anlatamazsa hayattan soğur, gözlerindeki hayat ışığı solar gider....

Bir gün bir sanat ortamında, bir entel mekanında; elleri titreyen, beti benzi atmış, soğuk soğuk terleyen birini görürseniz; işte o bedbaht ruh askerlik anısı anlatmak isteyen, ama (sanatsal kaygılardan ötürü) konuşamayan, derdini söyleyemeyen bir lanetlidir. Bırakın anlatsın. Bırakın başçavuşlardan, albaylardan, teçhizatlı koşulardan bahsetsin. Bahsetsin ki daha bir umutla bakalım yarınlara, analar ağlamasın. Bahsetsin ki güzel günlere inanan, mutlu bir yusufçuk havalansın!


* bu yazıyı başka bir yerlerde yazmıştım ama internetin dipsiz kuyularında kaybolmasına gönlüm razı olmadı, aynen buraya kopyaladım çakal gibi, sinsi gibi. zaten kimse de okumamıştı zaar...

15 yorum:

  1. etiketlere fena halde hayran kaldım fekat.
    o bahsettiğin adamı tanıyorum ben bir de anlatmaya başlamadan gülüyor önce kendi kendine.

    YanıtlaSil
  2. George Romero gibi adamsın.
    Yakında askerlik anılı zombie filmi çıkarsa sorumlusu sensin.

    "Return of the tertip zombies"
    "155 days later"

    YanıtlaSil
  3. askerlik anıları dinlemekten hoşlanan kadın var bi de. var, valla var. (ama komiik?)

    YanıtlaSil
  4. antimilitarst duruşunu da çok taktir ettim onkaplan abi. alt metinde komutanlar vampir gibin kanımızı emiyor mesajını çok iyi vermişsin.

    ha belki sen de farkında değilsin verdiğin mesajın ama vermişsin işte.

    YanıtlaSil
  5. ee, kurbaga kermit'in de dedigi gibi: "yeşil olmak kolay değil"

    YanıtlaSil
  6. resimler değişmiş gene.

    YanıtlaSil
  7. e biz değiştikçe resimleri de değiştiriyoruz:)

    artık devir değişti. çelik durur mu, tabi o da değişti.

    YanıtlaSil
  8. @ depik
    ev taşırkenki gerçek Till Lindemann fotoğrafımı buraya koymayacağın için benden bi şırayı hakettin delikanlı.

    YanıtlaSil
  9. haa ramstayn mi la o resimler? oglum bunlar hakkinda ibneymisler, vurusuyollarmis diye dedikodular var, yanlis anlama olmasin izlekler arasinda?

    YanıtlaSil
  10. öhömmm. ne rammstein'ı abi? geçen nükleer tesisin kumanda odasında çekilmedik mi bu resimleri? radyasyondan senin kafa iyi olmuş demek ki o akşam.

    YanıtlaSil
  11. haaa.. tamam ya. uranyumun da kafası bambaşka oluyomuş haa

    YanıtlaSil
  12. abi uranyumun kafası iyi oluyo da plutonyumla karıştırınca fena çarpıyo valla. o son ışını yemeyecektik

    YanıtlaSil
  13. valla onkaplan haklıysa dedelerden ne iyidir ne kötü.

    YanıtlaSil