23 Aralık 2009 Çarşamba
Biz bu senaryoyu daha önce de gördük!
Sinema dünyası gene karışmış. Dükkana bakayım diye iki dakka arkamı döndüm, o ara bir Avatar furyası başlamış, almış yürümüş arkadaş. Ne ara çekildi de ne zaman geldi anlamadım. Açıkçası zaten ben bunu şu çizgi film olanın filme çekilmiş hali sandım ilk duyunca. İşte su halkı var, toprak halkı var, biri ateş atıyo öbürü rüzgar filan yapıyor ya, o sanıyordum biraz da ondan ilgilenmedim çoluk çocuk filmi mi izleyecez bu yaşta diye, meğerse değilmiş...
Baktım ki yönetmeni James Cameron, dedim kesin gene gözyaşlarının sel olup akacağı bir film geliyor. Kurt yönetmen ağlatmadan duramaz seyirciyi, yılların tecrübesi sonuçta. Yılmaz vural bir, James Cameron iki (tecrübe açısından)...
Neyse, konuya gelirsek: Kurtlarla Dans'la Son Samuray'ı al, herkesi maviye boya, al sana Avatar. Yalnız Titanicten de (taytanik okunuyor) bir kaç sahne olaydı o zaman çok güzel olacaktı. Şu pruva sahnesi var ya, kız kollarını açıyor, leonardo da arkadan değdiriyor filan, o da olsun diye çok bekledim ama çıkmadı. Ama görsel efektler, 3D filan süper, ona bir şey demiyorum. Hatta dur, şunu diyorum: "adamlar yapmış".
19 Aralık 2009 Cumartesi
Aldım İngiliz Kızını, Çekemedim Nazını
17 Aralık 2009 Perşembe
Kamyon çeker 30 - 40 Ton, Gönlüm Çeker Paris Hilton
İlk örneğimiz Hilmilerden başlayalım,
Hilmiler trafiğe karışmadan önce, soğuk suya atlamadan önce ayağını sokup la la la diye kaçışan adamlar gibidir. Temkinden öte mıymıylık boyutunda araç kullanımlarıyla aslında trafiğe doğrudan zarar vermezler ama Haydarların gazabına meydan hazırlarlar.
(bir Hilmi örneği)
Haydarlar kompleks yapının en keskin bölümleridir. Genelde büyük araçlar kullanırlar ve diğer küçük araçlara bakarak Midtown Madness ile Carmageddon arası bir sürüş zevki yaşarlar. Dişi sürücüler onlar için “bonus stage” gibidir. Bayanların araçlarını sıkıştırdıkça leblebi gibi bonusları toplarlar.
(bir Haydar örneği)
Cengizler ise Haydarlara benzerler ama sadece bayan sürücüler üzerine yoğunlaşmışlardır. Onlar araç sıkıştırmanın ötesinde kırmızı ışıkta araçların aynalarını birbirine değdirecek kadar yaklaşıp trafik fortu bile yapabilirler. Cengizleri ortalama 15 TL değerindeki Ray-Ban gözlüklerinden kolaylıkla tanıyabilirsiniz.
(bir Cengiz örneği)
Teyzeler işin en sıkıntılı kısımlarındandır. Eğer ki işlek bir yolun kenarındaki sıraya park edecekse Alişan edasıyla olay bitmiştir demekten başka çareniz kalmamıştır. Ani trafik zaafları yaşamalarını dikiz aynalarına astıkları kokuların çok fazla yoğun olmasından ve kimyasal değerlerin araç içerisinde kafa yapıcı etkisinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
( bir Teyze örneği ama bahsi geçen teyzelere örnek olacak cinsten)
Onsekizdengünaldımbubabağaarabaalsanağlar shift delete yapılarak silinmesi gereken bölümlerdir. Haydarlarla reaksiyona girmeleri sonucu bu yaşam birimlerinin karbondioksit ve su olarak doğaya geri salınımları olasıdır ve sevinilesi gibidir.
(yorumsuz)
Taksiciler,minibüsçüler ve dolmuşçular konusu bu konudan ayrı tutularak uzun araştırmalar sonucu bir gün önünüze getirilecektir.
Çiçek Abbas filmindeki Şener Şen kadar başarılı sürüşler diliyoruz…
15 Aralık 2009 Salı
Tutamıyorum zamanı
Dijital saat ise bambaşka. Elektrik enerjisi ile çalışan çipler ekrandaki görüntüyü dğiştire değiştire zamanı gösteriyor.
Bir de bu saatin gösterdiği şeyi, yani zamanı durduranlar var, filmlerde falan yani. Zamanı durdurmanın falan imkansız olduğundan falan bahsetmeyeceğim. Benim taktığım başka bir şey.
Şimdi aga, sevgili yönetmen, arkadaşım filmin konusunda zamanı durdurma var, tamam. Her şeyin durması ama filmin oyuncusunun durmaması nasıl oluyor? Zaman durursa o adam da durur, durduğu için de zamanı tekrar başlatamaz ve öylece kalır her şey. Proton kımıldamaz lan. Belki paralel evrenlerde gerçekten durduran olmuştur da öylece duruyordur her şey. Hadi diyelim sadece zamanı durdurdun ama her şey oynuyor. Saatler neden durur? Ulan o mekanik sisteme zaman diye bir anlam yükleyen biziz. Ne bilsin garibim çarklar, motorlar falan ne için çalıştığını. O tık tık ilerler. Yani demem o ki, zamanı durdurursanız saatleri durdurmayın mal gibi.
Şöyle de bir şey var aslında. Zamanın durması açısından ilk teori daha mantıklı. Her şey kalır durdurulan anda. Hiçbir şey kımıldamaz. Hadi diyelim bir şekilde tekrar zamanı başlatma şansın var. Her şey bir anda duruyor ve sonra devam ediyor. Belki de oluyordur arada. Zamanı gerçekten durduranlar vardır. Fakat tekrar başlayınca aynı andan devam ettiği için anlamıyordur durdurduğunu. Adam sinirden makineyi kıracak ama meğersem makine çalışıyor.
Yok ya, girdin mi çıkamıyorsun böyle meselelere. Rakı masasında sabaha kadar oyalar lan bu adamı. Kenan Doğulu ne güzel şarkı yapmış, "ooh... onla mı uğraşcam lan" diye.
O değil de, yine yardıracam gibi geldi bu olay aklıma geldiğinde. Yazarken "amma da saçma oldu lan" dedim ben de.
11 Aralık 2009 Cuma
Ulama Aldatmacaları 09-02: Yer Elması
10 Aralık 2009 Perşembe
Halil Ergün'e konak teslim etmek
Sonra kendisi de üzülecek böyle bir yüz ifadesiyle. Misal konağınıza bekçi falan arıyorsunuz, konağınız kaybetmiş Halil Ergün de iş arıyor, sankın acıyıp da onu almayın bekçi olarak. Sizin konak da gider şerefsizim.
David Copperfield bile kaybedemez onun kaybettiği konakları. Hadi kaybetse de geri getiriyor adam. Halo'nun kaybettiği geri de gelmez. Aman diyeyim!
8 Aralık 2009 Salı
Su olsam ateş olsam, tabuttaki vampir olsam
Yalnız yılardır bu vampirlik olayını takip ediyorum (hani olur da ısırılır mısırılırsak artımızı eksimizi bilelim diye) şu ortamda bu işin temel kaideleri nelerdir daha bir mutabakata varılamadı arkadaş. Her gelen yeni bir icat çıkardı, neye inanacağımızı şaşırdık anasını satayım. Sarımsak iyi geliyor bunlara diye biliyorduk, bi film çıktı “yok lan o iş öyle değil, bişey olmuyo” dediler. Haç var dedik, öbürü geldi “yea safsata onlar batıl inanç, haç maç hikaye” dedi onu da çöpe attık. “Tahta kazık olmaz kafayı kesmek lazım” diyeni mi dersin, “gümüş suyuna yatırıp iyicene bir ovdunmuydu kendine gelir” diyeni mi dersin... Geçen bir fragman izledim, kızlı erkekli bir vampir grubu gündüz vakti sere serpe dolaşıyorlardı ortalık yerde. E hani bunlar güneşi gördü mü kavruluyordu, toz oluyordu, biz yıllarca bir yalana mı inandık? Yalan mıydı bunca yaşanmışlıklar?
Sen de yalanmışsın be Lestat
Yarın öbür gün vampirin biri anamıza bacımıza musallat olsa ne yaparız inanın bilmiyorum. Sarımsak mı tutayım, tahta kazık mı çakayım ne yapayım anlamadım ki? Vampirliği batsın, yıllardır yüz verdikçe tepemize çıktılar zaten, "ha Lestatıma, ha yiğidime" dedikçe iyice arsız oldular, terbiyesiz oldular. Bak bir zombisi, kurtadamı böyle değil. Daha bir gariban, boynu bükük onlar; efendi gibi taze beyni yiyip gidiyor adam. Ama vampir oldu muydu bir artislik, bir şekiller... Lord musunuz oğlum başımıza?