31 Mart 2009 Salı

Kıyı Köşe Alem Durakları: İsmet Baba

Gün geçmiyor ki bu güzide sitemizde yeni yeni yazı dizilerimiz yeşermesin. Hazır şu bahar günler de gelmişken muhtemelen aklınızdan da geçmiyor değildir "Arkadaşlarla toplansak da şöyle güzel sakin bir mekanda demlensek" gibisinden şeyler. Hakkınız tabi canım. O kadar saat bilgisayar başında oturmuşsunuz, işinizdir, okulunuzdur derken bir yorgunluk da gelmemiş değildir herhalde. Henüz tatil zamanlarına da 2-3 ay varken Kıyı Köşe Alem Duraklarına şöyle bir göz atmaya başlayabiliriz.


İlk durağımız, Anadolu yakasının şirin mi şirin, biraz salaş (rahat babında) ve ulaşımı oldukça kolay mekanlarından olan senelerin İsmet Baba'sı. Üsküdar'da, Beşiktaş motorlarının kalktığı iskelenin karşısındaki minübüs ya da otobüslerle kolayca (2 durak mesafede) gidebileceğimiz, Kuzguncuk'daki İsmet Baba adeta bir müze. Kendi internet sitelerinde de tarihi geçmişi şöyle yazmakta;

"Yıl 1951; Üsküdar´lı manav İSMET (DÖKMECİER) bugün 3. kuşağın işletmesini üstlendiği YALI GAZİNOSU´nu (İSMET BABA RESTAURANT) kurdu. O yıllarda kahvehane ve meyhane bir arada hizmet veriyordu. 1970´li yılların başında, tamamen restauranta dönüştürüldü.

Otuz senelik işletmeciliği süresince ona yakıştırılan "BABA" lakabı vefat tarihi 26.03.1981´den sonra çocukları tarafından restaurant ismi olarak seçildi ve bugünlere gelindi."

İşte böyle sayın alem dostları. Şu hafif serin bahar günlerinde boğaza nazır güzel dakikalar geçirmek için hoş bir mekan İsmet Baba. Yandaki fotoğrafda da görüldüğü üzere adeta denizin içinde gibisiniz. Hele havanın hafif kapalı olduğu günlerde bir gündüz vakti giderseniz, bir cam kenarına oturup enfes boğaz manzarası eşliğinde ömrünüzü uzatabilirsiniz. Bu arada unutmadan mekanın müdavimlerine ayırdığı özel bir köşesi de bulunmaktaymış. Haliyle senelerin İsmet Baba'sı olmak kolay değil. Bir dahaki alem durağında görüşmek dileğiyle.

http://www.ismetbaba.com.tr/
Kuzguncuk/İstanbul


28 Mart 2009 Cumartesi

Sizin için denedik 001: Dönenmek!

Taktım bu neyşınıl coğrafik, diskavıri çenıl gibi kanalların boş durmaktan kaynaklı uyduduğu, bir halta derman olmayan programlara. Nasıl edilir? serimizde olduğu gibi gerçekten merak ettiğimiz konulara, kendimi tehlikeye atmak uğruna, açıklık getireceğim.

Küçükken merak ettiğim bir şey vardı. Yaş olmuş bilmem kaç, baktım hala merak ediyorum, birçok insanın da merak ettiğini biliyorum. Kendi eksenimiz etrafında bir müddet dönersek başımız dönüyor. Peki bir o kadar da aksi yöne dönersek baş dönmemizi giderebilir miyiz?

Bunu 5, 10 ve 15'lik turlarla 3 kere denedim. İlk denemede saat yönüne 5 kere döndüm, başım dönmedi. Deneyi tamamlamak için aksi yönde 5 kere daha döndüm, başım döndü yere düştüm. İkinci denemede saat yönüne 10 kere dönmeye çalıştım, ilk denemenin etkisiyle dönemedim. yaım saat ara verdim, tekrar başladım. saat yönüne 10 kere döndüm, başım baya döndü. Zar zor aksi yöne dönmeye başladım. Kafa iyice oldu, yapıştım yere. "S.kerim" dedim bıraktım.

Yok aga, en iyisi hiç bulaşmamak. Hiç dönmeyin kendi etrafınızda. Dönerseniz de onu telafi etmek için ters istikamette denemeyin, daha fena oluyor.

26 Mart 2009 Perşembe

Kılıçdar Kılıçdar Kılıçdaroğlu

Memleketim nedendir bilmem ama bu sene bir başka coşkun. Bir yanda Süper lig saçmasapan bir şekilde devam etmekte. Yanlış anlaşılmasın hani anadolu karşıtı falan değilim ama biz böyle garip olaylara alışık bir toplum değiliz. Neyse Kocaelispor şampiyon olur diyerek futbol mevzusunu kapatayım. Garip diyorduk. Evet cidden memleket çok garip bu sene. Şu önümüzdeki seçime gelene kadar geçen seçim süreci (seçim süreci diye de bir alet olsa olurmuş hani) de bu garipliklerin belki şahı. Melih'iydi Kemal'iydi falan derken bence kendilerini şaşırdılar. Ne yaptıklarının farkında değiller. Misal Kılıçdaoğlu bence birden kendine gelicek ve "Oha olm bu ne hal lan. Ben hangi ara bu hale geldim" falan diyecek. Neyse alttaki resimde gördükleriniz bardağı taşıran son damla oldu da, bu sayede dillendireyim dedim.

"Dilber hala da nasıl şirin, nasıl çipil çipil bakıyor."

Reklamcı kardeşlerim. Bir bakın reklamı nereye koydunuz etrafda kim var kim yok. Bi yanda Kılıçdaroğlu bir yanda Koçarslanlı (soyisimleri yazında rakip gibi oldular ama). Ciddiyet yerle yeksan. Ancak buna da şükür. Mazallah ne reklamlar var onlarla yanyana da görebilirdik. (aysun 22 istanbul/dudullu gibi)

Anket değerlendirmesi: Pantalonunu sevdim....?


"Bu anketi koydunuz da, ne işe yarıyor?" diyeneler için anket değerlendirmesi yapayım dedim. En çok ilgi gören anketimiz "pantalonunu sevdim ................?"'den yola çıkarak tüm memleketin, gençliğin falan değerlendirmesini yapacağım. Bu anketimizde 16 ile en çok oyu "çıkar onu bebeğim" almış. En yakın rakibi olan"şimdi hayallerdesin"'i ise neredeyse ikiye katlamış. Zaten o 9 oyun 4'ünü falan ben verdim. Demek ki neymiş? Gençlik hemen pantolonun çıkarılmasını istiyor. Nesil değişiyor arkadaş! Biz anca hayal edebiliyoruz partnerin pantolonunu. Yeni nesil ise maaşallah hemen sıyırıvermesini bekliyor. Batının ilmini değil ahlaksızlığını almışız hakikaten.

(çıkarıyorlar mı lan öyle deyince?)

24 Mart 2009 Salı

Seçilen toplasın!

Bu rezillik nedir anlamadım yıllardır. "Milletin parası..." falan diye girmeyeceğim konuya. O durum malum zaten. Benim merak ettiğim bunları kimin temizleyeceği. Bu belediyenin işi sonuçta. İçilen evin evsahibi olmak gibi bir şey. İnsanın seçilesi gelmez lan!

23 Mart 2009 Pazartesi

Ne Gömbeymiş arkadaş...

Bu hafta uykusuz dergiden tüm türkiyeye yayılan yazıdır. Fırat budacı bulmuş internet sitesinde de tam metnini yayımlamış. Sosyolojik olarak incelenmesi gereken bir olay var ortada, bu abimizacaba gerçekten kültürünü arttırmak için mi 4 farklı lise okudu yoksa sürekli tasdikname elinde gezdi mi, daha sonra buna aşık olan bayan hoca kimdi,bence ismini verse daha büyük sansasyon olurdu, sonra erol taş devreye girdi, acaba erol taş la bataktı 51di bişiler oynadı mı? O dönemin türk sineması göz önüne alındığında Ne tür filmlerde oynadı acaba? Okuduğu kitap sayısı gerçekte ne, 1001 mi?...

Gömbe Elması

SEÇİM BİLDİRGESİ
AKP GÖMBE BELDESİ - BELEDİYE BAŞKAN ADAYI

Kaş ilçesi Çukurbağ köyü doğumlu olup orta tahsilimi Kaş orta okulunda, Lise tahsilimi ise farklı toplumların kültürünü merak ederek incelemek hemde değişik oğretmenlerden farklı ders verme biçimlerinden faydalanarak kültürümü arttırmak amacı ile 4 ayrı lise den sırası ile Elmalı Lisesi, Fethiye Lisesi, Manavgat lisesi, en son Korkuteli lisesini okuyarak tamamladım Daha sonra Eskişehir F,K,B yani Fizik, kimya, Biyoloji Yüksek okulunu okurken bayan bir öğretim üyesinin bana aşık olması ve bu aşıklığın kavgaya dönüşmesi sonucu okulu terk etmeme zorlanarak okulu bitiremeden ayrıldım. Ancak geri kalan kısımlarının kitaplarını okuyup inceleyerek bu okulu bitirmiş gibi kendimi hazırladım. Hayatımın bundan sonraki bölümü ise İzmir'de Otel İşletmeciliği, İstanbulda Marmara melamin tapak faprikasında yine İstanbulda Lüks Fitil Fabrikasında Teknik elaman ve yönetici olarak çalıştım. O dönemlerde İstanbulda Yenikapıda Erol Taş'ın kıraathanesinde Erol Taş ile tanışarak bir gün bana Sende Çekiçi Bir erkek görünümü ve hareketlerin davranışlarında artist bir karaktere sahip olduğunu söyleyerek sana yadımcı olacağım diyerek yönetmenle tanıştırması sonucunda küçükken hayal edip durduğum artist olma amacına ulaşarak bazı filimlerde rol alarak oynadım.

Gömbe ve Doğal Güzellikleri

Ancak üstün başarımı çekemeyen bazı kişilerçe tehdit edilerek, yalnız biri olmam çevrenin olmayışı nedenleri ile istanbulu terk etmek zorunda kalarak Memleketim olan Antalya Kaş ilçesine dönmek zorunda kaldım. Bundan sonraki Yaşamım ise: Kaş Adliyesinde 11 sene memurluk yaptıkdan sonra, her alanda genel kültürümün Enternasyonel'in üzerinde olması, İlimsel araştırmalarımla kabuğuna sığmayaçak duruma gelerek yapmış olduğum memurluğu küçük görmeye başladım.

Bu zamana kadar okuduğum 1000'i aşkın kitap ile birlikte Dünya üzerinde Yaşamış ve Hala yaşayan devlet ve Uygarlıkların, yönetim ve yaşayış biçimlerini araştırarak Hangi uygarlık ve devletlerin neden daha uzun ve istikrarlı yaşadıkları ve Hangi uygarlıkların daha kısa istikrarsız yaşadıklarını sepep ve sonuçları ile birlikte araştırarak ve bunlardan örnekler çıkararak bir YÖNETİM biçimi ortaya çıkardım.

Gömbe Belediye Meclisi

Bu araştırmalarıma Toplu Yaşayan Arılar, Karıncaların bir arada kavgasız nizasız bir BEY'in yani Başkanın yönetme şekli ile insanlardan daha güzel ve demokratik biçimde yaşayışlarını inçeleyerek geliştirdim. Bu nedenle Türkiyemizin yönetme biçimlerinen katkıda olacağımı kendimde hissederek 1995 genel seçimlerinde milletvekili adaylığımı koydum ancak maddiyetsizlik nedeniyle kaybettim. Bu arada Avrupa'ya nazaran Türkiyede paran varsa varsın Paran olmassa Ne kadar akılı olursan ol ne kadar bilgili olursan ol Sen de yoksun paralasını anladım. Bundan Sonra Yine Kendi imkanlarımla Güzel Türkiyemizin Her bir Yanını Evliya Çelebi misali adım adım gezerek Yörelerdeki Toplumların Yaşayış ve Kültürlerini, Ayrıca anadoludaki yaşamış olan uygarlıkların bu güne dek bıraktıkları kültürü ve yapıtlarını inçeleyerek notlar alıp dökümanlar yaptım.

Bu gezi sonuçunda Kendi Kalemimden DERLEDİKLERİM adı altında roman yazmaya başladım hala bu romanı bitirmeye alışıyorum. Bu romanı öyle bir özenle hazırlıyorumki okuyucuların kitabı okudukça bir daha okuyası geleçek şekilde,sürüklenip gideçek şekilde farklı bir yazış biçimde hazırlıyorum. Bu arada senoya yazma çalışmalarımada başladım. Anadoluda gezdiğim Yerlerdeki bütün belediye çalışmalarını Hoşuma giden Şehirlerin planlarını, Buna ilaveten Güzel görünümlü Avrupa kentlerinin pilan ve yerleşim biçimlerinide inçeleyerek kendimde tam belediye başkanı görevini yapabileçek bir şeylerin oluştuğunu hissederek, yeni kurulacak GÖMBE Beldesinin eşi ve benzerine az rastlanan dünyanın dikkatlerini üzerine çeken, her gün her zaman basın ve Televizyonda bahsedilen şirin ve görkemli bir şehrin temel taşlarını kısa bir zamanda meydana getireçek vasflar sahip olduğuma güvenerek bu beldenin Yani GÖMBE'nin belediye başkanlığına soyundum. Gömbe halkına şimdiden müjdeler olsun. Bu fırsatı kaçırmayacak olan gömbe halkıdır. Sayın Sevgili GÖMBE halkına sesleniyorum bu bir fırsattır. Bu vasıflara sahip, bu denli akıllı ve kültürlü bir Belediye başkan adayını Tirilyonlarca para verseniz, veya çok önçeden sipariş etseniz yine bulamazsınız. İyi düşünülmesi lazım olan bir konu. Kaş belediye Başkanlığını GÖMBE'ye değiştim. Yani Kaş'ı GÖMBE'ye feda ettim. anlarsanız bu işe giriştim Takdir, ve Düşünme,Karar verme sevgili
GÖMBELİLERİNDİR.

22 Mart 2009 Pazar

Yanları Al Üstler Kalsın

Özel bir mikrofon yardımıyla oluşturulmuş bir ses dosyası size berberdeymişsiniz hissi veriyor,konuşmalar, türlü şakalar, telefon görüşmesi,gitar mitar derken saç kesimi başlıyor, efendime söyeleyim makas sesleri mi ararsınız yoksa makina mı bir de poşet var ki sebebini anlamadım, yurt dışında böyle herhal...Amma velakin berber tırt biri olacak ki boş konuşuyor, bildiğin tırı vırı...Seçim yaklaşmış; insan bi siyaset konuşur bi spor konuşur 2 çay söyler, nerde anasını satim...ne varsa memleketim berberlerinde var...

NOT: Dosyayı dinlerken kulaklık şart yoksa bişeye benzemez...


21 Mart 2009 Cumartesi

FaceTube

Bir şeyler olmaya başladı çağın salgını facebook a, herkes komik video paylaşma yarışında hatta 10000 yıllık yutub videoları bile tozlu harddisklerden çıktı yüklendi. İşin en acayip tarafı da arkadaş listenizdeki herkes aynı videoyu paylaşıyor ya aman yarabbi, görsel kirlilik. Ulan zamanında çözeydiniz bu testleri aya çıkmıştık... He kalbin ne renk di mi..kalbim benacol...

20 Mart 2009 Cuma

'Tsuki'ye...


Mütevazi blogumuzu izleyen bir avuç sevenlerimizin arasında biri var ki, anlatılmaz. Hepinizi çok seviyoruz ama 'Tsuki başka. Kendisini çok seviyoruz ama biraz da ikircikliyiz açıkcası kendisi hakkında. (ikirciğin anlamını bilmiyorum, bir kuş ismi olabilir)

'Tsuki bizi takip ediyor ama kendisi Fransız. Profilinden anladım bunu. Tüm profilini inceledim ama tek bir Türkçe kelimeye raslamadım. Hatta izlediği onca bloga şöyle bir baktım, zerre Türkçe yok. Şüphemiz de bu yüzdendir. Şimdi kendisini çok seviyorum ama sormak da istiyorum: "Ne istiyorsun bizden 'Tsuki? Tabii ki çok memnunuz ama anlamak istiyoruz. Geceleri gözümüze uyku gimiyor bunları düşünmekten. Hadi izliyorsun, tamam. İyi de nerden buldun bizi? "

Kusura bakma biraz sinirlerim bozuk, sesimi yükseltmek istemezdim sana karşı. Jötém 'Tsuki, ille de jötém...

17 Mart 2009 Salı

Reel ekonomi 003: "Allah rızası için!"

2008-2009 ekonomik kriz sezonunun sokaktaki sektörlere yansımalarına dilenci vatandaşlarımızla devam ediyoruz.

Tüm sektörler gibi dilencilik sektörü de çok etkilenmiş bu krizden. Forbes dergisinin geçtiğimiz ay yayınladığı araştırmasına göre sektörde, bir önceki seneye göre, %0,36'lık bir daralma görülmüş. Bu derece az bir daralma çıkınca Forbes da pişman olmuş tabii, boşu boşuna araştırdık diye.

Durum böyle olunca Kapağnda Resmi var! mahlaslı "evde kendimiz" ekibi olarak biz araştıralım dedik. İlk olarak sektörün deneyimli isimlerinden "Dertli"yle görüştük.

Dertli kriz hakkında şöyle konuştu: " Kriz bizi çok etkilemedi aslında. Amerika'daki Mortgage faizlerinin artması biraz piyasayı olumsuz etkilediyse de, çabuk toparlanmasını bildik. Burada yaratıcılık çok önemli. Yeni kampanyalar ve sürprizlerimizle müşterilerimize sürekli yeniliklerle gidiyoruz ve sonucunu alıyoruz açıkcası. Kâr marjımız biraz düşse de, kampanyaların sağladığı ilgiyle durumu kompanse edebildik"







Hayriye Topalan ise "En az 3 çocuk doğurarak durmadan yolumuza devam ediyoruz. Sonuçta bu yollarda beraber yürüyoruz ve yağmur yağarsa beraber ıslanıyoruz. Bi durum olursa da çocuklarım beni de alıp gidiyorlar. Hamdolsun kömürümüz falan da var. Sonuçta her şey psikolojik..." dedi. "Ne diyon hayriye abla?" dedik, tükürüp kaçtı...










Cevdet Yılmaz ise "Kriz bize iyi geldi abi. Adamdan para istediğimde 'aslan gibi adamsın, elin ayağın tutuyo, adam gibi bi iş bulup çalışsana' derse, 'iş mi var amuğagoyum bu krizde' diyerek üste çıkabiliyorum" şeklinde konuştu.






Bir Reel ekonomi köşemizle daha karşınızdaydık. Esen kalın...

(fotoğraflar: gagıl)

12 Mart 2009 Perşembe

Kafa Ayarı


**** commodore 64 basic v2 ****
64k ram system 38911 basic bytes free
ready.

Bizim yaşımız geçtikçe aynı eskilerin bizlere söylediğini biz yeni nesil için söylemeye başladık; ah bu gençler çok sabırsızlar…nasıl sabırlı olsunlar onlar hiç kafa ayarı yapmadı ki!

Bir nesil oyun oynamak uğruna heba oldu, dakikalar süren kasetten oyun yükleme süresine bir de kafa ayarı süresi ekleniyor oyun oynamak asıl bu sebeple daha içten geliyordu. Şimdi ise saniyeler bile beklemek zor gelir oldu oyunun açılması için.

Peki nedir kafa ayarı, sadece oyun açılmadan önce aşağı akan çizgiler ve onları düzleştirme çabası teknik ayrıntısını ben de bilmiyorum fakat kaset üstündeki deliğe yıldız tornavidayı sokup çeviriyorduk hem çocukken yaptığımız bir şeydi en nihayetinde tek amacımız oyunun açılmasıydı. İşte bu ayarı yapan insanlar bugün çelik gibi sabra sahip olan insanlardır ve tarih onları saygıyla hatırlayacaktır…

10 Mart 2009 Salı

Uykusuz 04-03-09

Siyasilerimizin kantarın topuzunu, hatta komple kantarı fena halde kaçırdığı şu günlerde en derinlemesine tespit yine sakallılardan geldi. RTE ve Baykal'dan fazlaca feyz almışlar gibi.

Rabbime sordum "Cleveland'a oyna" dedi

Ahsen Hanım'ın "Rabbime sordum 'cleveland' dedi. 'Yükselen form grafiğiyle Lebron James takımını şampiyonluğa götürür. Hem oranları da baya iyi, oynanır yani' diye de devam etti." açıklamasından sonra NBA şampiyonluğuna oynanan bahislerde patlama oldu. Cleveland'ın oranı da 1.02 ye düşmüş durumda.

Bu arada Ahsen Unakıtan'a iddaa bülteni veren gazetelerden teklif üstüne teklif geliyormuş. Kendisine ulaşmaya çalışan iddaacılar da Maliye Bakanlığı'nı abluka altına almışlar. Polis en son "Kemal abiiieea, yengeye soruver be, ordu-karabük maçı ne olur? Üst biter mi?" diye bağıran bir iddaacıyı gözaltına aldı.

(Ahsen Hanım'ın kuponu tutmuş yine)

6 Mart 2009 Cuma

Özlemişiz gibi (DUMAN)

Yıllar oldu, 4 yıl olmuş hatta duman yesyeni bir albüm yapmayalı. İşte bu dört yıl fazla gelmiş ki Duman aynı anda çıkaracağı 2 albümle bu 4 seneyi telafi edecek gibi. Memleketimizde henüz tecrübe etmediğimiz bir durum bu. Bakalım göreceğiz nasıl bir şeymiş aynı anda iki albüm birden çıkarmak. Diğer tarafdan korsandır, mp3'dür, internetten indirmecedir derken Duman'ın bu şekilde 2 albüm birden çıkarması ilginç bir durum. Bir çokları daha bir albüm satamadan onlar iki albümle çıkıp bir meydan okuyorlar gibi.

Şu ana kadar sitelerinden "Senden daha güzel" ve "Dibine kadar" isminde iki şarkılarını sundular. Bu şarkıları dinleyince bile "ne kadar da özlemişiz yav bu adamları" demeden edemedim. Kendi tarzını oturtabilmiş nadir müzisyenlerden kendileri. Zamanında Erkin Koray'ın yaptığı gibi iki üç satır söz ve sade bir müzikle ne kadar başarılı işler yapılabileceğini gösteriyorlar hala.

18 mart'da çıkacağını duyurdukları 2 yeni albümlerinden iki parçayı www.dumanlive.com adresinden dinleyebiliyoruz şimdilik.

4 Mart 2009 Çarşamba

Nasıl Yapılır? 001

Her seferinde yeni bir şeyin nasıl yapıldığını anlatacağım bu köşemde. Bugünkü konumuz ise "9"! Evet dokuz. Aslında çok enteresan şeylerin yapılışını anlatacaktım ama aklıma bu geldi. Hem faydalı bir şey bu. Size nasıl dokuz yapılır onu anlatacağım:

5 kozdan 4 yandan alarak dokuz yapılır efendim. Genelde oran budur. Kozdan 5 alamazsanız batarsınız zaten 9'a. bazen kozdan 6, yandan 3 alınıyor ama onda pek oyunculuk yok. Koz gelmiş almış adama. Bak 4 kozdan, 5 yandan alırsan da çok yan gelmiştir. 5 kozdan 4 yandan iyidir.

(kağıt atışa bak)(böyle hiçbir şey alamazsınız)

Son Osmanlı Padişahı


Diyorlardı "lisede gördüğünüz tarih mi" diye. Biz Vahidettin biliyorduk onu.

Metrobüs'ün karşıya geçmesi şenliklerinden bir görüntüymüş bu. Keşke diyoruz, 1. Tayyip Erdoğan gerçekten son Osmanlı Padişahı olaydı da, şimdi bir başkası "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı" olsaydı. En azından başımızda bir başbakan olurdu karda kışta.

3 Mart 2009 Salı

Uykusuz 25-02-09

Umut Sarıkaya'nın tarih sahnesine bakışına ayrı bir hayranım.

Bu adamlar nerede?


Çok açık ve net soruyorum. Bu adamlar nerede? 90'ların başında star televizyası tarafından 3 günde bir filmi yayınlanırdı bu ikiz abilerin. Filmde bu iki büyük bir başka ikizlerin korumalığını yapıyorlardı. Sonra birden film yayınlanmamaya başladı. İnternette bulabildiğim tek bilgi bu resim bu adamlar hakkında. Ne isim, ne başka bir şey. Bir de Conan çakması bir filmde oynamışlar onu anladım bu resmi bulduğum siteden. Görenler, duyanlar bir yorum bırakıversin allah rızası için.

(bahsettiğim film de bu)

(ne kadar sevmiştik bu filmi...)

2 Mart 2009 Pazartesi

How It's Made? (Nasıl Edilir?)

Discovery Channel'da gösterilen bir belgesel bu. Kimsenin merak etmediği şeylerin nasıl üretildiğini gösteriyorlar. Misal geçen bir denk geldim, resimde görmüş olduğunuz düdüğün (-->) yapımını gösteriyorlar. "ulan" dedim kendi kendime, kendimle bu şekilde konuşurum, "kim naapsın la düdüğü".


Bunların insanı düşündüğü falan yok. Halbüse bir sürü kızımız nasıl yemek yapılır bilmiyor. Bir dostunun evine gidiyorsun çay diye böyle bir kahverengi bir sıvı getiriyor. Koy şöyle faydalı bir şeyler. Yok yok... Bu konuya da el atmak lazım. Yeni bir yazı dizisi çıkar buradan.

Bir vefasızlık: Windows XP

Seneler önce çıkmıştı windows XP. İlk çıktığı günlerde nasıl da bin atlı gibi şendik. Şu yandaki masa üstü temasıyla da nasıl da içimizi ferahlatmış, onu her açtığımızda günümüz daha da bir güzel geçmişti. Gel gelelim eski olan herşeye yaptığımızı ona da yaptık Vista'nın gelişiyle. Dört bir elle sarıldık Vista'ya, bilgisayarımızı kasım kasım kassa da, bazı uygulamalarla uyumsuz olsa da, XP'yi bir çırpıda siliverdik.











Peki o her günümüzü aydınlatan yeşillikler ne oldu dersiniz. Eski bir futbol sahası gibi kaderine terkedildi. Şimdilerde mandaların, koyunların otladığı bir meradan farksız. İşte gönül buna dayanmıyor dostlar. Kapitalizm seni de yedi be XP...

Ne gökyüzü eskisi kadar mavi,
Ne de çimenler eskisi kadar yeşil...

1 Mart 2009 Pazar

Malum Sahne 01: Call it (No Country for Old Men)

...
- yazı mı, tura mı?
+ söylemeli miyim?
- evet!
+ peki ne için?
- sadece söyle!
+ en azından ne için yazı tura attığımızı bilmemiz gerekmez mi?
- gereken tek şey, söylemen. senin adına ben söyleyemem... ...bu adil olmaz.
+ ben ortaya bir şey koymadım ama!
- evet, koydun! hayatın boyunca koyup durmuşsun da farkında değilsin! bu paranın üzerinde yazan tarih nedir, biliyor musun?
+ hayır!
- 1958.
buraya gelene kadar gezmediği yer kalmadı... ...ve şimdi burada.ya yazı, ya tura......ve söylemen gerekiyor, söyle!
+ bak, doğru tahmin ettiğimde ne kazanacağımı bilmem gerekir.
-her şeyi!
+ o nasıl oluyor?
- her şeyi kazanabilirsin, söyle!
+ pekâla, tura o zaman!
(tura gelir)
- tebrikler!
sakın cebine koyayım deme!
+ efendim?
- cebine koyma,
o senin uğur paran.
+ nereye koymamı istiyorsun?
- cebin haricinde neresi olursa. yoksa diğerleriyle karışır ve sıradan bir bozukluk olup çıkar...
...ki zaten öyle!

...